31 Ekim 2012 Çarşamba

VOLKAN ŞEN-TRABZONSPOR ÇIKMAZI



     Bugünlerde tüm gazete,televizyon ve sosyal medyada Volkan Şen’in Trabzonspor’dan ayrılmak istediği ve çeşitli kulüplerinde oyuncuya talip olduğu konuşuluyor.Haklı  veya haksızın kim olduğunu zaman gösterecek tabii.Ama biz konunun neden kaynaklandığını  ve  asıl olması gerekenleri  objektif bir gözle ele almaya çalışalım.
     Tüm olaylar Trabzonspor-Bursaspor müsabakasında  Volkan Şen’in , Şenol Güneş tarafından maçın son 5 dakikasında oyuna girmesini istemesi üzerine,Volkan Şen’in “Ben 5 dakikalık adammıyım.Girmiyorum.” diyerek hocasına rest çekmesi  üzerine başladı.Bunun üzerine de Volkan Şen yönetim kuruluna  ayrılmak istediğini belirtti ve ipler kopma noktasına geldi.Çok ilginçtir.Bu olaydan tam 1 hafta önce tüm basının ve medyanın konuştuğu   konu  ise Şenol Güneş’in  Beşiktaş-Trabzonspor müsabakasında  Janko’yu maçın son 5 dakikasında oyuna almasıydı.
     Ortada gerçekten çok tuhaf bir ikilem var.Bir tarafta maçın son 5 dakikası oyuna sokulmak istendiği için kulüp ile ipleri koparma noktasına gelen  bir oyuncu,diğer tarafta ise sahada olabilmek için maçın son 5 dakikasını dahi fırsat olarak gören  giren bir oyuncu.Burada iki oyuncu arasındaki düşünce tarzı veya profesyonellik,tartışılabilecek bir konu.Fakat burada ortak bir nokta var.O da Şenol Güneş’in oyuncularından faydalanabilecek dakikalarda değilde maçın son 5 dakikasında oyuncusunu oyuna sokmak istemesi.
Şenol Güneş gerek Trabzonspor gerekse Milli Takım bazında Türkiye’nin en büyük hocalarından birisi olduğu tartışılmaz bir gerçek.Fakat neden oyuncusundan daha fazla yararlanabileceği  dakikalarda değilde maçların son 5 dakikalarında oyuncu değiştirdiğine anlam veremedik.Kesinlikle bir bildiği vardır ve bununda mutlaka haklı nedenleri olduğuna inanıyorum.Fakat kendinizi  o oyuncunun yerine koyduğunuzda cidden kabullenilmeyecek bir durum gibi gözüküyor.Bu bir cezalandırma yöntemi midir,yoksa cidden son 5 dakikada kurtarıcı olabileceğine inanarak mı bu değişiklikler yapılıyor bilemiyoruz.Ama  bu durumun,hem oyuncusundan daha fazla verim alarak,hemde oyuncunun kendine olan güvenini yerine getirerek oyuncusunu takım leyhinde hırslandırabileceğini düşünüyorum.Ama bunu söylerken de kesinlikle Volkan Şen’in tavrını  tasvip etmiyoruz.Çünkü profesyonellikte hiçbir zaman  duygusallığa veya  egoya  yer  yoktur.Hatta  önemli olan “ben” değil  “biz”  ve “takım”dır.
     Biz taraftarlar olarak ne kadar oyunculara isimleriyle tezahürat yapsak da,ne kadar hayranlıkla bağırsak da bizim asıl sevdamız o kutsal arma içindir.Ne bir futbolcu,ne bir  teknik direktör,ne başkan ne de yönetim kurulu her zaman gelip geçicidir ve kimse de  kulübün armasından değerli değildir.Kaldı ki bu arma TRABZONSPOR  arması ise.

Görüş ve yorumlarınız bize mutluluk verir. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder