Bugünlerde tüm gazete,televizyon ve sosyal medyada Volkan
Şen’in Trabzonspor’dan ayrılmak istediği ve çeşitli kulüplerinde oyuncuya talip
olduğu konuşuluyor.Haklı veya haksızın
kim olduğunu zaman gösterecek tabii.Ama biz konunun neden kaynaklandığını ve asıl olması gerekenleri objektif bir gözle ele almaya çalışalım.
Tüm olaylar Trabzonspor-Bursaspor müsabakasında Volkan Şen’in , Şenol Güneş tarafından maçın
son 5 dakikasında oyuna girmesini istemesi üzerine,Volkan Şen’in “Ben 5
dakikalık adammıyım.Girmiyorum.” diyerek hocasına rest çekmesi üzerine başladı.Bunun üzerine de Volkan Şen
yönetim kuruluna ayrılmak istediğini
belirtti ve ipler kopma noktasına geldi.Çok ilginçtir.Bu olaydan tam 1 hafta
önce tüm basının ve medyanın konuştuğu konu ise
Şenol Güneş’in Beşiktaş-Trabzonspor
müsabakasında Janko’yu maçın son 5
dakikasında oyuna almasıydı.
Ortada gerçekten çok tuhaf bir ikilem var.Bir tarafta maçın
son 5 dakikası oyuna sokulmak istendiği için kulüp ile ipleri koparma noktasına
gelen bir oyuncu,diğer tarafta ise
sahada olabilmek için maçın son 5 dakikasını dahi fırsat olarak gören giren bir oyuncu.Burada iki oyuncu arasındaki
düşünce tarzı veya profesyonellik,tartışılabilecek bir konu.Fakat burada ortak bir
nokta var.O da Şenol Güneş’in oyuncularından faydalanabilecek dakikalarda
değilde maçın son 5 dakikasında oyuncusunu oyuna sokmak istemesi.
Şenol Güneş gerek Trabzonspor gerekse Milli Takım bazında
Türkiye’nin en büyük hocalarından birisi olduğu tartışılmaz bir gerçek.Fakat neden
oyuncusundan daha fazla yararlanabileceği dakikalarda değilde maçların son 5 dakikalarında
oyuncu değiştirdiğine anlam veremedik.Kesinlikle bir bildiği vardır ve bununda mutlaka
haklı nedenleri olduğuna inanıyorum.Fakat kendinizi o oyuncunun yerine koyduğunuzda cidden
kabullenilmeyecek bir durum gibi gözüküyor.Bu bir cezalandırma yöntemi midir,yoksa
cidden son 5 dakikada kurtarıcı olabileceğine inanarak mı bu değişiklikler
yapılıyor bilemiyoruz.Ama bu durumun,hem
oyuncusundan daha fazla verim alarak,hemde oyuncunun kendine olan güvenini
yerine getirerek oyuncusunu takım leyhinde hırslandırabileceğini düşünüyorum.Ama
bunu söylerken de kesinlikle Volkan Şen’in tavrını tasvip etmiyoruz.Çünkü profesyonellikte hiçbir
zaman duygusallığa veya egoya yer yoktur.Hatta
önemli olan “ben” değil “biz” ve “takım”dır.
Biz taraftarlar olarak ne kadar
oyunculara isimleriyle tezahürat yapsak da,ne kadar hayranlıkla bağırsak da
bizim asıl sevdamız o kutsal arma içindir.Ne bir futbolcu,ne bir teknik direktör,ne başkan ne de yönetim kurulu
her zaman gelip geçicidir ve kimse de kulübün armasından değerli değildir.Kaldı ki
bu arma TRABZONSPOR arması ise.
Görüş ve yorumlarınız bize mutluluk verir. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder